30 Ekim 2017 Pazartesi


CORSETED JEANS

Bir kaç sezondur deri ceket sadece siyah olmalı düşüncemi değiştirdim.
Her sezon renk renk deri ceket alırken kendimi buluyorum.
Kombinlemek de pek zor değil aslında.

Kendinden korseli bu jeans görünce hemen vuruldum.
 Tek sorun paçaları onuda bu şekilde kamufle ettim.

DERİ CEKET : MANGO

JEANS : ZARA

PENYE : ZARA

BOT : NINE WEST

GÖZLÜK : RAY-BAN



24 Ekim 2017 Salı


HELLO TRANSYLVANIA



Öncelikle bu yazıyı nasıl isimlendirebilirim açıkçası bilmiyorum ama
 ne bir kombin ve ne bir gezi yazısı :).
Tatile gideceğim arkadaşım ile bir türlü karar veremeyince Bükreş'e gidelim Transilvanya gideriz kale Drakula deyip hata bir önceki cadılar bayramı için hazırlanmış dekorasyonları göstererek kandırdım diyebilirim. Transilvanya çocukluğumda en çok merak ettiğim yerlerden biriydi aşırı derecede korku filmlerine merakımdan kaynaklanıyor sanırım. Hafta sonu ödevlerimi cuma gecesinden bitirmek istediğim için televizyon da zombileri izlerken bir yandan harita çiziyordum diyebilirim :). Unutmadan Romanya vizesi almak çok zor arkadaşımın 10 senelik Amerikan vizesi ve yeni bitmiş 3 senelik Schengen vizesi olmasına rağmen ona sadece 7 günlük vize verdiler evrak hazırlama sürecide ayrıca sıkıntılı. Arkadaşım Romence bilen birin yardımı ile evraklarını hazırladı.
Ve Bükreş geldik bir akşam üstü sanki şehri terk etmişler kimseler yok. 
Neredeyse 30 yıl geçmesine rağmen her yerde devrimin izleri silinmemiş. İnsanlar kendi haline iç dünyalarında sanki fiziksel olarak orada ama ruhsal olarak yoklar böyle bir yer Bükreş.
Sadece ben ve arkadaşım tam benim sevdiğim bir ortam ilk geceden bayıldım. Arkadaşım için aynı şeyi söyleyemeyeceğim :) o şok girdi. Her yer sokaklar binalar buram buram yaşanmışlık kokuyor makyaj yok daha ne ister İlknur. 
Neyse asıl konumuza dönelim Transilvanya. Size şu metro ile şu duraktan trene binim şunu bunu yapacaksınız demeyeceğim google yazınca zaten çok daha detaylı yazan profesyonelleşmiş kişiler var bende yurt dışına turla gitmeyenlerdenim öncesinde bu tür yazılardan yararlanıp araştırma yapıyor sırt çantamı alıp yolculuğa çıkıyorum diyemeyeceğim ayakkabılar hariç en az 30 kilo ağırlığında bavulla gidiyorum. Hatta ayakkabılarım el bagajımdadır. Bükreş'den çıkarken polis durdurdu bu kadar ayakkabı ile nereye gidiyorsunuz dedi :) buda ayrı bir anı oldu. Ne yapabilirim niye getirmedim diye ağlamak yerine çantamda dursunlar.
Bükreş ve Braşov arası tren ile ortalama 2,5 saat sürüyor sonrasında otobüs ile Bran kalesine çıkıyorsunuz. Tabi yazıldığı kadar kolay olmadı tren bileti alırken İngilizce bilmediklerinden zorlandık 16-17 yaşlarında bir kızdan yardım istedik aslında yardım ettiğini düşünüyorduk ki yorgunluktan uykuya daldığımızda bizi bilet bilet diye uyandırdıklarında anladık ki bir şekilde 2 kişilik bilet parası ödememize rağmen tek kişilik bilet almışız. Tabi ki cezayı yedik neyse ki Euro değildi 80 TL'ye yakın ödeme yaptık bu durumu da tecrübe defterimize eklendik. Çok hırsızlık olduğunu ve taksiciler ile pazarlık yapmamız gerektiğini öğrenmiştik ama bu şekilde başımıza geleceğini düşünmemiştik. Kahve makineleri de bir değişik ne kadar atarsanız para üstü vermiyor İngilizce olmadığı için ben anlamadım ama başkasından yardım istedim onlarda kullanamıyor işte BÖYLE BİR ŞEHİR BÜKREŞ :) . 
Benim için farklı bir ülkeye tatile gitmek deli gibi gezmektir yemeğe bile vaktim olmaz elimde bir atıştırma genelde marketlerden sandviçlere dadanırım ama Bükreş'dekiler berbattı sonrasında pastahanede bir börek bulmamız ile hayatımıza bu börekle devam ettik. Akşamları da kilo alacağım düşüncesi ile yemek yemem bünyemde buna alıştı. Yurt dışına çıktığımda  bu durumu biraz zorluyorum ama bünye istemiyor. Bükreş yemek açısından yani benim gibi sıfır yemek kültürü olan sadece açlığını gidermek için yemek yiyen birinini bile tatmin edemeyecek kadar kötü ayrıca soğuk servis ediliyor. Arkadaşımın gözünü boyamak için restaurant  araştırdım en popüler olana yalvar yakar oturduk KÖTÜ ORASI DA kötüydü sunum zaten sıfır. Dahada kötüsü 117378201010 kişinin opera binası önünde tutup çekti (tabi ki benimde eksik kalmadığım) French Revolution tatlılarından 6 tane aldık evet onlarda kötüydü çektik fotoğrafı çöpe attık. 
Transilvanya ulaşmamız ile arkadaşım istediği için öğle yemeği için (yurt dışı gezilerinde ben kesinlikle vakit kaybı olarak görüyorum) arası verdik. Sadece ve sadece çabuk olması için pizza siparişi verdik. Sanırım 1,5 saat o pizzayı bekledik inanılması güç ama bu şekilde gerçekleşti ve evet oda kötüydü ben yerken devamlı söylendim durdum :). Kale'de bu zaman kayıpları nedeniyle sadece 1 saat kalabildik. Transilvanya gelmişiz tabi ki kıyafetimi hayalimde ki ortama uydurmaya çalıştım. Her fotoğraf çekildiğinde bu durumdan dolayı 30-40 kişide etrafımızda dolanıyor. Bu fotoğraflar hiç kolay çekilmedi ama çok eğlendik arkadaşım ile gözlerimizden yaşlar akıyordu. 
Tabi ki Transilvanya ve Drakula efsanelerdeki gibi değildi ama biz o kadar eğlendik ki ilk hayal kırıklığına uğrayan arkadaşım bir daha Bükreş'e gidelim mi diyor. Evet Bükreş biz seni sevdik tekrardan geleceğiz :). 
BLUZ : H&M

PANTOLON : NG STYLE

KORSE : ALIBABA

MANGO : MANGO